9 Kasım 2012 Cuma

Gezdiklerim, Gördüklerim

  Gideli neredeyse bir sene olacak. Bu sezonda da devam ettiğini düşünürsek güzel bir oyun için, tekrar bir teşvik olsun... 

     Fantastik makyajı, harika kostumleri, göz dolduran oyunculukları, müzikalitesi ile "Şark Dişçisi" izlemeye değer bir oyun olmuş. Hagop Baronyan'ın yazdığı, Boğos Çalgıcıoğlu'nun çevirisi ile Engin Alkan tarafından sahneye konmuş. Özellikle Çağlar Çorumlu, Sevil Akı, Sevinç Erbulak, Ümit Taşdöğen başta olmak üzere figüranına kadar herkes çok iyi bir performans sergiliyor. Müzikalde tek sıkıntı daha tempolu müziklerin sözlerinin anlaşılmasında zorluk yaşanmasıydı. Ama oyun genel anlamda o kadar güzel ki, bunlar gerçekten seyirci için çok da rahatsız edici olmuyor açıkçası. Daha çok hicve ve toplumsal eleştiriye yer veren Baronyan'ın bu oyunu da, yine İstanbul Ermenilerinin hayatlarından bir kesit oluşturuyor. Aile, evlilik, aldatma, aşk konularına nükteli şekilde yaklaşan Baronyan (1842-1891), Alkan'la ve bu dönemde aynı noktada buluşmuş. 
    Bütün bunlarla birlikte, Alkan'nın oyun kitapçığındaki yazısı oyuna kattığı değerden çok daha ileriye gidiyor:

 "Mimesis Dergisi'nin bir araştırması sayesinde tesadüfen haberdar olduğum Hagop Baronyan'la aylardır çocukluğumun geçtiği Samatya Sahakyan Nunyan'ın (Ermeni okulu) bahçesinde oyun arkadaşlarımlayım. Kulağımda hasta olduğumda Nüverik Yaya'nın (nine) bilmediğim dilde ettiği dualar, Mardik ve Mıgır'la bitmek bilmeyen gazoz kapağı rekabetleri... Kimdi hatırlamıyorum, mahalleye yeni taşınmış irice bir çocuktu, Jaklin'in boynundaki haçı koparıp yere fırlattığında nasıl da korkmuştuk. Yüzlerimizdeki şaşkınlığı ve o çocuk günlerine çok ağır gelen utancı hala unutamam... Barış içinde, özgür bir gelecek için geçmişin perdesini bir kez daha açalım. Hepinize iyi seyirler "

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder