Dünyayı sevginin
kurtaracağı –bir şarkıda dediği gibi- gerçeği aslında kişinin kendi içinde
yapacağı çok küçük bir yolculukla bile aşikardır. Ekonomik olarak elde edilen
güçler, belli bir titre sahip olmanın getirdiği iyi olma hali, yani egonun tatmini
de aslında bir yere kadar doyurucudur. İnsanın peşine düştüğü hayalleri
sevgi’yi yakalamak, tutmak, kaybetmek, büyütmek, yaşamak içindir çoğunlukla. Geri
dönüşleri, pişmanlıkları, sorgulamaları…
En özel yeri
düşünceleridir insanın. Anılarını biriktirdiği, hayallerini büyüttüğü,
umutlarını perçinlediği, geleceğini süslediği, ulaşamadıklarını, özlemlerini
düşlediği. En ulaşılmaz yeri üstelik, en mahremi, en gizemlerle dolu olanı.
Sadece ve sadece kendine ait, kimsenin giremediği. Orada, sadece orada
yaşayabileceği benzersiz bir dünyayı yeniden yaratacağı, yeniden
yaşayabileceği, olmadı silip, baştan başlayabileceği. Uçsuz bucaksız kocaman
bir evren, düşüncelerimiz…
Kim bunu nasıl
anlamlandırıyor olursa olsun, tanımı ne olursa olsun, insanın içinde hep var
olan, kimi zaman aktarılmış, kimi zaman aktarılmamış… Siz ona ne ad verirseniz
o adı almaya hazır. Ama yeni değil, ilk değil. İnsanın varoluş sebebini bilme,
bulma ve bu oluşu anlamlı kılma adına yaptığı kendi iç yolculukları, tüm
hücrelerine dahil edebileceği bir yaşam. Asla uyanmak istemeyeceği bir rüya.
Gerçek dünyayla birlikte ama tamamen de ayrı aynı zamanda. Bazen doğrunun ne
olduğunu sorgulayan, bazen tüm doğrulara rağmen aykırı davranmayı arzulayan, ya
da bazen her şeyi bir görece haline getirmeyi amaçlayan. Durulmaz, sınırlanmaz
düşüncelerimiz. Söze dönüşmesi önemli değil üstelik. Kendini gerçekleştirme
isteği tüm ihtiyaçlarını, bu dünyadaki duruş sebebini sorgularken, o
piramitteki belki de en özel yerde gizliliği. Ait olma ve sevilme…
Severseniz hareket
etmeden yapamazsınız çünkü. Mutlaka bir şey yapmak istersiniz.
Ulaşabildiğinizde görecelidir bu, eylemseldir. Ulaşamadığınızda ise düşüncelerinizde
en dipte yerini alır. En önemlisi ise işte bu derin dünyanın gizemini elinizde
tuttuğunuzu bilmek, değerini kavramak, iliklerinize kadar yaşamak için gereken
tüm düşünsel çarkları aktive etmektir. Hepsi sizin neyi bilmek, neyi görmek,
neyi tanımak istediğinize dairdir. Yaşamın kısa bir soluk olduğu gerçeğini de
ekleyince üstelik…