16 Ocak 2014 Perşembe

Yine Mi Hüzün?

Her mevsim kendine özeldir. Yani kimi için hüzünlü, kimi için vazgeçilmez olan sonbahar ille de yapraklarını döker. Ya da soğuktan donmuş tüm hücrelere adeta nokta atışı yaparak ilaç gibi gelen yaz, kimi için hayattır da, kimi için bir an önce geçip gitmesini beklediği bir cezadır. Yine de yaz yazlığını yapmaktan geri duramaz.
Sevdiklerini kaybetmiş insanların kaçınılmaz bir biçimde içine düştükleri bir duygu durumudur hüzün. Tıpkı bir mevsim gibi… O sinsi ve pis karanlığın sessizce gelip sevdiğinizin yakasına yapışarak yavaşça sizden uzaklaştırmaya başladığı dönem de olabilir bu, o kaybı hatırlatacak başka özel bir gün de… Yine tıpkı bir mevsim gibi kendiliğinden gelir. Çoğu zaman kimseyle de paylaşmadığınız bir zamandır. Acıyla besleniyor gözükmekten korkarsınız çünkü. Geçen onca zamana rağmen “yine mi hüzün”dür belki diğerleri için.  Gerçek bir depresyon gibi sizi sarıp sarmalamaz zaten. Dış dünyada her şey yolundayken içeride bir yerde hüzünle yüz yüze gelip hesaplaşma yaptığınız bir tekrar zamanıdır sadece. Dolayısıyla sizin varlığınızın bu hesaplaşmada yeri yoktur. Zaman zaman kulak kabartıp neler konuşulduğunu duymaya çalışsanız bile, bu sürece sadece ev sahipliği yaparak eşlik edersiniz.

Yine de hüzündür işte! O boşluğun dolduğu bir yalandır. Zamanla alıştığınız ya da yaşamayı öğrendiğiniz şeye doldu demek düpedüz bir sanrıdır. Tüm o alışma ve öğrenme süreci içinde size tek gerçek Şifayı Veren’in bu dünyadaki elleriyle geçer zaman. Tüm yapıyı ayakta tutan iki dev sütun gibi yanı başınızdaki Şifacı! Her düştüğünüzde kolunuzdan tutan, her devrildiğinizde yeniden sıkı sıkı sarıldığınız Güç! Bu yüzden bilirsiniz o hüznün bir kaçış olmadığını, bir korkaklık, bir bağımlılık… O hüzün eski  bir tanıdık gibi gelir, biraz durur, bir merhaba der ve gider. Sonra ne olur bilir misiniz? O tanıdık huzurun yeniden sizi dolduruşunu hayranlıkla izlemeye başlarsınız. Yeniden doğar, tazelenir ve yeni bir mevsime geçersiniz. Kim bilir belki minik bir parça yaş da içinize akar bir sonraki hüzün mevsimine kadar…