Aslında sene
sonu gelip de, yeni bir yıla giriş yapılacağı zaman, yeni planlar da akıllardan
geçmeye başlar. Çok büyük hedefler koymasa da insan kendisine, geçen yıla
dayanan olumsuzlukların hesabını kendi eylemlerine kesiyorsa mesela, en azından
kendinden başlamak ister yeniliğe. Kendi bakış açısından başlamak
ister. O çok bilindik hatalarını(!) yapmak istemez hani. Bunun sözlerini verir
kendine. “Bir daha…” ile başlayan bir sürü cümlenin kaydını tutar elindeki
deftere. Daha sonra bunların üzerine eklenir her şey. Hayatın getirdiklerine
selam, götürdüklerine de elveda diyecek kadar umarsız yaşamayı hedefler.
Beyninin düşüncelerle yanması yerine, o çok sevdiklerini yüreğinin en üst
köşesinde taşımak yerine, en ince detayı irdelemek yerine, sorgulamak yerine,
elemek yerine, ey vallahsız yaşamayı planlar. Bunun gereklerinin yerine
getirilmesi ile uğraşır olur artık. Artık düşüncelerini tüm bu zavallı planlar
kaplar. Tabii bunun yanında iş hayatı için, yapmaktan hoşlanılan zevkler için,
sosyal-kültürel birçok şey için planlar da yapılmaya devam eder tüm bunların
yanında. Asıl niyet kazandıkları ve kaybettikleri ile ilgili bir ödeme planı
çıkarmaktır. Kazanmanın kendisi için artık başka anlamlar taşımasını ister.
Oysa gerçek bir boşa uğraşıdır hepsi. Bilir ki “bir daha…” diye başlayan cümlelerin kendisi için devamı asla olmayacaktır. Çünkü “kazanmak”, onun için beklediklerini elinde değil, yüreğinde tutabilme halidir. İnsan olarak her ne kadar görebildiği, dokunabildiği, fiziksel olarak hissedebildiği ile iyi olsa da aslında her şeyin hayatın düşüncelerine, bakışına ne kattığı ile ilgili olduğunu bilir. Dönüp geçmişi düşündüğünde, yüreğinde açtığı koca boşluğa rağmen, hayatından kim bilir kaç senenin heba edildiğini düşünmesine rağmen, bu heba edilmişliğin faturasını kendine çıkarmasına rağmen; boşa geçen zaman yoktur, boşa verilen emek, boşa verilen sevgi…Tüm bu halleriyle hayatı kendine katmaktır asıl olan. Çok iyi bilir bunu. Kazanmak, tam da bu yerde işte!
Oysa gerçek bir boşa uğraşıdır hepsi. Bilir ki “bir daha…” diye başlayan cümlelerin kendisi için devamı asla olmayacaktır. Çünkü “kazanmak”, onun için beklediklerini elinde değil, yüreğinde tutabilme halidir. İnsan olarak her ne kadar görebildiği, dokunabildiği, fiziksel olarak hissedebildiği ile iyi olsa da aslında her şeyin hayatın düşüncelerine, bakışına ne kattığı ile ilgili olduğunu bilir. Dönüp geçmişi düşündüğünde, yüreğinde açtığı koca boşluğa rağmen, hayatından kim bilir kaç senenin heba edildiğini düşünmesine rağmen, bu heba edilmişliğin faturasını kendine çıkarmasına rağmen; boşa geçen zaman yoktur, boşa verilen emek, boşa verilen sevgi…Tüm bu halleriyle hayatı kendine katmaktır asıl olan. Çok iyi bilir bunu. Kazanmak, tam da bu yerde işte!